Körlerin Fil Tarifi...
Günlerden bir gün, halkı görme özürlüler olan beldenin birine bir fil getirilmiş. Köylerine böyle acayip görünümlü dev bir hayvanın geldiğini duyan birkaç köylü bu hayvanı çok merak etmiş. O zamana kadar hiç ama hiç fille karşılaşmadıkları için fil hakkında da bir bilgi sahibi değillermiş. Birkaçı: “Bizim, bu hâlimizle, o hayvanı görmemiz mümkün değil ama ellerimizle dokunarak onun hakkında bir fikir edinebiliriz.” demişler.
Bunun üzerine başlamışlar fili aramaya… Nihayet fili bulup elleriyle filin değişik yerlerine dokunmuşlar. Körlerden birinin eli filin dişine, birinin eli kulağına, bir diğerininki de bacaklarına dokunmuş.
Elleriyle dokundukları şeyi iyice incelemişler. Filin yanından ayrılarak diğer görme engellilerin yanına gitmişler. Arkadaşları onlardan fili tarif etmelerini isteyince hepsi, fili tarif etmeye başlamışlar.
Filin ayağına dokunan:
- Fil, sert ve kalın bir direk gibidir. Ancak direkten biraz yumuşaktır, demiş.
Filin dişine dokunan:
- Hayır! Fil onun dediği gibi değildir. Aksine fil serttir. O hiçbir zaman büyük bir direk gibi kalın da değildir. Tam tersine o, incecik bir direk gibidir, demiş.
Filin kulağına dokunan da:
- Hayatım üzerine yemin ederim. Fil yumuşaktır. Onda sertlik mertlik yoktur. Benden evvel konuşanlardan sadece birisi doğru söyledi, demiş. Ardından da bilgiç bilgiç:
- Fil, ne küçücük bir direk gibi, ne de kocaman sütun gibidir. O sadece kalın ve enli bir deri gibidir, demiş.
Hepsi bildikleri kadar fili anlatmış durmuşlar.
“Bir şey hakkında tam bilgi sahibi olmayanlar, kendi bildiklerine göre hareket ederlerse yanlış hüküm verebilirler. Bu sebeple de başkalarının fikirlerinden istifade etmek akıllıca bir davranıştır.”
0 yorum:
Yorum Gönder
Paylaşım hakkında düşüncelerinizi yazabilirsiniz.